Ofis Telefonu 0 537 787 21 55

"_e" etiketli sayfalar

Avva

ÜCRET KESME CEZASI

2021-10-18
Ücret kesme cezası
 
- İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez.
 
İşçi ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintilerin işçiye derhal sebepleriyle beraber bildirilmesi gerekir. İşçi ücretlerinden bu yolda yapılacak kesintiler bir ayda iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde işçinin iki günlük kazancından fazla olamaz.
 
Bu paralar işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetleri için kullanılıp harcanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına Bakanlıkça belirtilecek Türkiye'de kurulu bulunan ve mevduat kabul etme yetkisini haiz bankalardan birine, kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılır. Her işveren işyerinde bu paraların ayrı bir hesabını tutmaya mecburdur. Birikmiş bulunan ceza paralarının nerelere ve ne kadar verileceği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının başkanlık edeceği ve işçi temsilcilerinin de katılacağı bir kurul tarafından karara bağlanır. Bu kurulun kimlerden teşekkül edeceği, nasıl ve hangi esaslara göre çalışacağı çıkarılacak bir yönetmelikte gösterilir.
 
Fazla çalışma ücreti
 
- Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırk beş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırk beş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
 
Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.
 
Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırk beş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırk beş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmi beş yükseltilmesiyle ödenir.
 
Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat on beş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir.
 
İşçi hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında, çalışma süreleri içinde ve ücretinde bir kesinti olmadan kullanır.
 
63 üncü maddenin son fıkrasında yazılı sağlık nedenlerine dayanan kısa veya sınırlı süreli işlerde ve 69 uncu maddede belirtilen gece çalışmasında fazla çalışma yapılamaz.
 
Fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir.
 
Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda iki yüz yetmiş saatten fazla olamaz.
 
Bu Kanunun 42 nci ve 43 üncü maddelerinde sayılan hâller dışında yer altında maden işlerinde çalışan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz.
 
Yer altında maden işlerinde çalışan işçilere, bu Kanunun 42 nci ve 43 üncü maddelerinde sayılan hâllerde haftalık otuz yedi buçuk saati aşan her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yüzden az olmamak üzere arttırılması suretiyle ödenir.
 
Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmaların ne şekilde uygulanacağı çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.
Hafta tatili ücreti
 
- Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.
 
Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir.
 
Şu kadar ki;
 
a) Çalışmadığı halde kanunen çalışma süresinden sayılan zamanlar ile günlük ücret ödenen veya ödenmeyen kanundan veya sözleşmeden doğan tatil günleri,
 
b) Ek 2 nci maddede sayılan izin süreleri,
 
c) Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinlerle hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri,
 
Çalışılmış günler gibi hesaba katılır.
 
Zorlayıcı ve ekonomik bir sebep olmadan işyerindeki çalışmanın haftanın bir veya birkaç gününde işveren tarafından tatil edilmesi halinde haftanın çalışılmayan günleri ücretli hafta tatiline hak kazanmak için çalışılmış sayılır.
 
Bir işyerinde işin bir haftadan fazla bir süre ile tatil edilmesini gerektiren zorlayıcı sebepler ortaya çıktığı zaman, 24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebeplerden ötürü çalışılmayan günler için işçilere ödenen yarım ücret hafta tatili günü için de ödenir.
 
Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde hafta tatili ücreti işverence işçiye ödenir.
İzinde çalışma yasağı
 
- Yıllık ücretli iznini kullanmakta olan işçinin izin süresi içinde ücret karşılığı bir işte çalıştığı anlaşılırsa, bu izin süresi içinde kendisine ödenen ücret işveren tarafından geri alınabilir.
 
Avva

KIDEM TAZMİNATI

2021-10-18
Bu Kanuna tabi gemi adamlarının hizmet akitlerinin:
 
1. İşveren tarafından bu Kanunun 14 ncü maddesinin 1 nci bendinde gösterilen sebepler dışında,
 
2. Gemi adamı tarafından bu Kanunun 14 ncü maddesinin II`nci ve III ncü bentleri uyarınca,
 
3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,
 
4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı, yahut toptan ödeme almak amacıyla.
 
Feshedilmesi veya gemi adamının ölümü veya 14 ncü maddenin 4 ncü bendi sebebiyle son bulması hallerinde gemi adamının işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence gemi adamına 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.
 
Gemi adamlarının kıdemleri hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik gemilerinde ve hizmetinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır. Geminin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde gemi adamının kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır. (DEĞİŞİK İBARE RGT: 08.05.1981 RG NO: 17334 KANUN NO: 2457/1) (YÜR. TAR.: 12.09.1980) (KOD 3) 12.7.1975 tarihinden itibaren geminin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları gemi adamını çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki gemi adamının aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
 
(DEĞİŞİK İBARE RGT: 08.05.1981 RG NO: 17334 KANUN NO: 2457/1) (YÜR. TAR.: 12.09.1980)  12.7.1975 tarihinden evvel işyeri devrolmuş veya herhangi bir suretle el değiştirmişse devir mukavelesinde aksine bir hüküm yoksa işlemiş kıdem tazminatlarından yeni işveren sorumludur.
 
Gemi adamının birinci bendin 4 ncü fıkrası hükmünden faydalanabilmesi için aylık veya toptan ödemeye hak kazanmış bulunduğunu ve kendisine aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için yaşlılık sigortası bakımından bağlı bulunduğu kuruma veya sandığa müracaat etmiş olduğunu belgelemesi şarttır. Gemi adamının ölümü halinde bu şart aranmaz.
 
T. C. Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanunu'na veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi olarak sadece aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan gemi adamına, bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı ödenir.
 
Yukarıda belirtilen kamu kuruluşlarında gemi adamının hizmet akdinin evvelce bu maddeye göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona ermesi suretiyle geçen hizmet süreleri kıdem tazminatının hesabında dikkate alınmaz.
 
Ancak, bu tazminatın T. C. Emekli Sandığı'na tabi olarak geçen hizmet süresine ait kısmı için ödenecek miktar, yaşlılık veya malullük aylığının başlangıç tarihinde T. C. Emekli Sandığı Kanunu'nun yürürlükteki hükümlerine göre emeklilik ikramiyesi için öngörülen miktardan fazla olamaz.
 
Bu maddede geçen kamu kuruluşları deyimi genel, katma ve özel bütçeli idareler ile 468 sayılı Kanunun 4 ncü maddesinde sayılan kurumları kapsar.
 
Aynı kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı veya ikramiye ödenmez. Kıdem tazminatının hesaplanması, son ücret üzerinden yapılır. Sefer, parça başına, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur.
 
Ancak, son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde tazminata esas ücret, gemi adamının işten ayrılma tarihi ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır.
 
16 ncı maddenin (D) bendinde sözü geçen tazminat ile bu maddede yer alan kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında 29 ncu maddenin birinci fıkrasında yazılı ücrete ilaveten gemi adamına sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur.
 
Bu maddede belirtilen kıdem tazminatı ile ilgili 30 günlük süre hizmet akitleri veya toplu iş sözleşmeleri ile gemi adamı lehine değiştirilebilir.
 
(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 11.12.1982 RG NO: 17895 KANUN NO: 2762/2) (YÜR. TAR.: 01.01.1983) 
Ancak, toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleriyle belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez.
 
Gemi adamının ölümü halinde yukarıdaki hükümlere göre doğan tazminat tutarı, kanuni mirasçılarına ödenir.
 
Kıdem tazminatından doğan sorumluluğu işveren, özel şahıslara veya sigorta şirketlerine sigorta ettiremez.
 
İşveren sorumluluğu altında ve sadece yaşlılık, emeklilik, malullük, ölüm ve toptan ödeme hallerine mahsus olmak kaydıyla Devlet veya kanunla kurulu kurumlarda veya % 50 hisseden fazlası Devlete ait bir bankada veya bir kurumda işveren tarafından kıdem tazminatı ile ilgili bir fon tesis edilir.
 
Fon tesisi ile ilgili hususlar kanunla düzenlenir.
 Bu kanuna göre tespit edilmiş bulunan iş sürelerinin aşılması suretiyle yapılan çalışmalar, fazla saatlerde çalışma sayılır.
 
Yapılacak fazla çalışmanın her saatine ödenecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarı %25 oranında artırılmak suretiyle bulunacak miktardan az olamaz.
 
Aşağıda yazılı haller fazla saatlerle çalışma sayılmaz.
 
1. Geminin, gemideki şahısların veya gemi hamulesinin selameti için kaptanın yapılmasını zaruri gördüğü işler,
 
2. Gümrük, karantina ve sair sıhhi formaliteler dolayısiyle yerine getirilmesinde zorunluluk bulunan ilave işler,
 
3. Gemi seyir halinde veya limanda iken gemide yaptırılan (yangın, gemiyi terketme, denizde çatışma, denizden adam kurtarma ve savunma) talimleri. Fazla saatlerle çalışmaları belgelemek üzere işveren veya işveren vekili noterden tasdikli ayrı bir defter tutmak zorundadır.
 
Bu defterde gemiadamına uygulanan zam nispetleriyle fazla çalışmanın yapıldığı gün ve o güne düşen miktarı ve gemiadamının hakettiği fazla çalışma ücreti gösterilir. Fazla saatlerle çalışma ücretlerinin asıl ücretler için hizmet aktinde gösterilmiş bulunan zaman, yer ve devrelerde, işveren veya işveren vekili tarafından gemiadamlarına tam olarak ödenmesi zorunludur.
Madde 1 – Bu Kanunun amacı; korunmaya, bakıma veya yardıma ihtiyacı olan aile, çocuk, engelli, yaşlı ve diğer kişilere götürülen sosyal hizmetlere ve bu hizmetleri yürütmek üzere kurulan teşkilatın kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklar ile faaliyet ve gelirlerine ait esas ve usulleri düzenlemektir.
 
Kapsam:
 
Madde 2 – Bu Kanun, sosyal hizmetlerle ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek kişileri ve özel hukuk tüzelkişilerini, sosyal hizmet kurum ve kuruluşlarında çalışan personeli,sosyal hizmetlerden faydalananları ve faydalanacak durumda olanları kapsar.

İLK 89' uncu madde uyarınca borç zimmetinde sayılan üçüncü kişi borcu ödemekten kurtulmak için on beş gün içinde icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu Asliye Hukuk Mahkemesinde MENFİ TESPİT davası açabilir

5395 Sayılı Kanun:
Bu kanunun birinci maddesinde, yasanın amacı açıklanmaktadır. Kanunun 3. maddesinde uygulama kapsamındaki kişi ve kurumlar belirtilmiştir. Bunlar;
 
Çocuk,
Korunma ihtiyacı olan çocuk,
Suça sürüklenen çocuk,
Mahkeme,
Çocuk hakimi,
Kurum,
Sosyal çalışma görevlisi.
Söz konusu kanunun uygulanmasında, çocuğun haklarının korunması esas alınarak, çocuğu yaşama gelişme, korunma ve katılım haklarının güvence altına alınması ile çocuğun yaşamının esenliğinin gözetilmesi gibi hususlar değerlendirilir.
 
5395 Sayılı Kanun Uygulama Yönetmeliği:
Bu Kanun’un uygulaması, çocuğun temel hak ve özgürlüklerinin korunmasını amaç edinmektedir. Buna göre Çocukları Koruma Kanunu’nun 4. maddesinde bu kanunun temel ilkeleri açıklanmaktadır:
 
Çocuğun yaşama, gelişme ve korunma haklarını güvence altına almak,
Çocuğun yararını gözetmek,
Çocuk ve ailesinin herhangi bir sebeple ayrımcılığa tabi tutulmaması,
Çocuk ve ailesi bilgilendirilmek yoluyla karar sürecine katılımlarının sağlanması,
Çocuğun, ailesinin, ilgililerinin, kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde çalışmaları,
İnsan haklarına dayalı, adil, etkili ve süratli bir usül izlenmesi,
Soruşturma ve kovuşturma sürecinde çocuğun durumuna uygun özel ihtimama gösterilmesi,
Kararların alınmasında ve uygulanmasında, çocuğun yaşına ve gelişimine uygun eğitimini ve öğrenimini, kişiliğini ve toplumsal sorumluluğunu geliştirmesinin desteklenmesi
Çocuklar hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler ile hapis cezasına en son çare olarak başvurulması
5395 Sayılı Kanun Kapsamında Olan Çocuklar
Çocukları Koruma Kanunu kapsamında olan çocuklar hakkında yürütülen işlemlerde, yargılama ve kararların yerine getirilmesinde kimliğinin başkaları tarafından belirlenememesine yönelik önlemler alınmaktadır.
 
Kanun kapsamında olan çocuklar 5395 Sayılı Kanunda şu şekilde tanımlanmaktadır:
 
Çocuk: Erken yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmamış kişi
Korunma ihtiyacı olan çocuk: Bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal ya da istismar edilen çocuk
Suça sürüklenen çocuk: Yasalara göre suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiasıyla hakkında soruşturma yapılan ve bu fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbiri verilen çocuk.
Çocukları Koruma Kanunu kapsamında olan çocuklara koruyucu ve destekleyici tedbirler uygulanmaktadır. Söz konusu koruyucu ve destekleyici tedbirlerden bazıları:
 
Danışmanlık tedbiri,
Eğitim tedbiri,
Bakım tedbiri,
Sağlık tedbiri,
Barınma tedbiri
5395 Sayılı Kanun yani Çocukları Koruma Kanunu’nun 5. maddesinde bu tür koruyucu ve destekleyici tedbirlerin açıklaması yapılmaktadır.      
İş kazası bildirimi işçinin iş yerinde, işi gereği yapmakla yükümlü olduğu veya işveren tarafından verilen başkaca işin yapılması sırasında geçirdiği kazanın, işverence yapılması gereken bildirimini ifade eder. İş kazası bildirimi kanunda belirtilen süreler içerisinde SGK’ya yapılır. Sosyal Güvenlik Kurumuna süresi içerisinde iş kazası bildirimi yapılmaz ise, işveren uhdesinde ödemekle yükümlü olduğu bir para cezası söz konusu olacaktır.
 
İşçi kaza geçirdiğinde iş yerinde olmasa dahi iş kazası sayılan haller de vardır. Tüm bu hususlar 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda düzenlenmiştir.
İş kazası kavramının ortaya çıkacağı haller 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 13. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre işçinin geçirmiş olduğu kazanın bu kapsamda değerlendirilebilmesi için bir takım şartlar mevcuttur.
 
Şartlar
İşçinin geçirmiş olduğu kazanın işyerinde olduğu sırada gerçekleşmiş olması,
Sigortalı olduğu yer tarafından yapılan iş sebebiyle veya bağımsız olarak kendi namına çalışıyor ise yaptığı iş nedeniyle,
Bir başkasının iş yerinde çalışan sigortalı, asıl görev yaptığı işyerinin dışında işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi sebebiyle işini yapamadığı dönemlerde,
Süt iznine çıkan kadının, çocuğunu emzirmek için ayırdığı zamanlarda,
İşveren tarafından sağlanan araçla, işçinin kaza geçirmesi sonucunda.
Yukarıda tahdidi olarak sayılan hallerde ortaya çıkan iş kazasının işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna iş kazası bildirimi olarak bildirilmesi gerekmektedir. İşçinin ücretli veya ücretsiz izin kullandığı vb. durumlarda geçirmiş olduğu kazalar bu tanıma uymamaktadır. Bildirilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işverene para cezası kesilir. İşveren bu cezayı ödemekle mükelleftir. Ödenmemesi halinde ise SGK tarafından icra takibi başlatılarak cebri icra marifetiyle ödenmesi sağlanabilir. İcraya başvurulması halinde işveren zor durumda kalabilir. İşyerine ait taşınır veya taşınmazlar haczedilebilir. Bu da işverenin mağduriyetine sebep olur.
 
İş kazası sonucunda işçide oluşan zararları sadece maddi ve cismani olarak düşünmemek gerekir. İşçinin kaza sonucunda psikolojisinin bozulması, ruhsal sorunlar yaşaması da başlı başına yeterlidir. Geçirmiş olunan kaza aynı anda sonuçlar doğurabileceği gibi daha sonradan ortaya çıkabilecek problemlerde oluşturabilir. Bu problemler hastane marifetiyle tespit edilir ve iş kazası sonucunda oluşan hususlar tek tek belirtilir.
 
 
 (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse,bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde,verilecek ceza bir kat artırılır.(ASLİYE CEZA MAHK.)
 
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
 
-Personel programı ve elde edilen dosyalar kullanılarak, örgütün sözde sivil mahrem yöneticileri (temsilci, müdür, vb.) ve hiyerarşik olarak o şahıslara bağlı örgüt üyeleri hakkında sorgulamalar ve işlemler yapılabildiği,
 
-Elde edilen çözümlerin içerisinde; FETÖ/PDY sözde Marmara Jandarma Mahrem Yapılanmasında faaliyet gösteren sivil mahrem şahıslara ait; TC kimlik numarası, kimlik bilgileri, adres, telefon numaraları, araç plaka, eğitim durumu, mail adresleri, örgüt içi muhasebe kayıtları,  eşlerine ve ailelerine ait kimlik bilgileri ile şahsi ve örgütsel detaylı bilgilerin bulunduğu görülmüştür.
< />